Nilüfer OSB sanayicilerin üye olduğu NİLSİAD’da başkanlığa yeniden Yalçın ARAS seçildi. Aras başkanlığındaki yönetim Nilüfer OSB’nin mütevelli heyeti başkanlığına Fikri Ünal’ı, yönetim kurulu başkanlığına Levent Necip Bezmez’i yeniden seçti.
Nilüfer OSB’deki sanayici ve iş adamlarının üye olduğu Nilüfer Sanayici ve İş Adamları Derneği-NİLSİAD’ın genel kurulunda Başkan Yalçın ARAS’a güvenoyu çıktı. Aras başkanlığındaki yönetim Nilüfer OSB’nin yeni mütevelli heyeti de kendi içindeki görev dağılımıyla OSB’nin yeni yönetimini belirledi. Müteşebbis Heyet Mehmet Fikri Ünal, Nilüfer OSB yönetimi yeniden Levent Necip Bezmez başkanlığında oluştu.
SEÇİME TEK LİSTEYLE GİDİLDİ
NİLSİAD’ın kongresinde seçime mevcut başkan Yalçın ARAS başkanlığındaki tek listeyle gidildi. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’ndaki kongre saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. NİLSİAD Başkanı Yalçın ARAS ve Nilüfer OSB Başkanı Levent Necip Bezmez’in açılış konuşmalarının ardından kongre divanı seçildi. Divan Kurulu Mehmet Fikri Ünal başkanlığında başkanvekili Abidin İzmirli ve yazman Ezel Zeydanlı’dan oluştu. Kongre NİLSİAD Başkanlığı’na Yalçın Aras yeniden seçildi. Aras’ın yeni yönetimi Başkanvekili Abidin İzmirli, muhasip üye Gülşen Şentürk, genel sekreter Ezel Zeydanlı ve üye Mustafa Ekinci’den oluştu.
OSB MÜTEŞEBBİS HEYETİ
Kongrede derneğin organı olan Nilüfer OSB’nin müteşebbis heyetinde başkanlığa Mehmet Fikri Ünal, başkanvekilliğine Mustafa Ağırman seçilirken Levent Necip Bezmez, Ahmet Şükrü Gündoğdu, Ahmet Aral Alkan, Hüseyin Zeki Tunaoğlu, Erol Gülmez, Erol Güven, Levent Bilek, Metin Şenyurt, Mehmet Murat Altınmakas, Osman Çelik, Rahim Ezgi, Sefer Demiral ve Yusuf Ekinci müteşebbis heyet üyesi olarak yer aldı.
OSB YÖNETİM KURULU
Nilüfer OSB Müteşebbis Heyeti’nin kendi arasında yaptığı görevlendirme sonrası da Nilüfer OSB yönetimi şu isimlerden oluştu: Levent Necip Bezmez(Başkan), Ahmet Şükrü Gündoğdu(Başkanvekili), Ahmet Aral Alkan(Üye), Hüseyin Zeki Tunaoğlu(Üye), Yusuf Ekinci (Üye)
http://www.sanayigazetesi.com.tr/osbler/nilufer-osbde-baskanlara-guvenoyu-h3411.html
Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi'nde (NOSAB) 2007 yılında kurulan arıtma tesisi yenilendi.
Azami enerji sarfiyatı ve çevreye saygılı arıtma tesisi 660 bin TL'ye mal oldu. NOSAB Yönetim Kurulu Başkanı Levent N. Bezmez, NOSAB'ın bu proje ile günümüz teknolojisinin bir adım önüne geçeceğini söyledi. BEBKA tarafından desteklenen “Çevre Dostu Ekoverimli Sürdürülebilir Arıtma Tesisi Revizyon Projesi”ni tanıtan Bezmez, tesisin 2007 yılında faaliyete geçtiğini hatırlattı. Bezmez, projenin maliyetini 660 bin TL olarak açıklarken, bu rakamın 495 bin TL’sinin BEBKA tarafından hibe yoluyla karşılandığını ifade etti. Azami enerji sarfiyatı ve çevreye saygılı bir ortam oluşturmak istediklerini belirten Levent Bezmez , “Teknolojik alt yapının iyileştirilmesini, deşarj kriterlerinin, daha az enerji ve daha az kimyasal kullanılarak sağlanmasını hedefliyoruz. Ayrıca proje kapsamında yapılan revizyonla, optimum kimyasal ve enerji kullanarak, uygun standartlarda atık su alıcı ortama deşarj edilecek, alıcı ortamın ekolojik dengesi korunacaktır. Online ölçüm cihazlarının yanı sıra otomasyon sistem revizyonu, dekantör ve üniteleri, kimyasal hazırlama üniteleri ve pompa revizyonu, kavitasyon destekli fenton prosesi içeren mikroflotasyonlu DAF ünitesi kuruldu” ifadelerini kullandı.
2012 yılı sanayi sürdürülebilir mali destek projesinin sonuçlarını görmekten mutlu olduklarını belirten BEBKA Genel Sekreteri Tamer Değirmenci ise, hibe programlarıyla çevre konusundaki yatırımların hızlanmasına katkıda bulunduklarını dile getirerek, “BEBKA olarak bugüne kadar OSB’lere sağladığımız destek 8 milyon eş finansman ile birlikte toplam 16.5 milyon TL seviyelerine geldi. NOSAB’ ın yürüttüğü bu projenin rekabeti artıracağına inanıyorum. Çevre Dostu Ekoverimli Sürdürülebilir Arıtma Tesisi Revizyon Projesi'nin Bursa sanayiciine hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.
Toplantının sonunda basın mensuplarına tesis gezdirildi. NOSAB Yönetim Kurulu Başkanı Levent N. Bezmez tarafından BEBKA Genel Sekreteri Tamer Değirmenci ve Gebze İleri teknoloji Enstitüsü Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bülent Keskinler’e teşekkür plaketi verildi.
Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi (NOSAB), Arıtma BEBKA a tarafından desteklenen "Çevre Dostu Ekoverimli Sürdürülebilir Arıtma Tesisi Revizyon Projesi"ni tanıttı.
Toplantıda konuşan NOSAB Yönetim Kurulu Başkanı Levent N. Bezmez , 'NOSAB, bu proje ile günümüz teknolojisinin bir adım önüne geçecektir“ dedi. Toplantıda Kalkınma Ajansı (BEBKA) Genel Sekreteri Tamer Değirmenci ve Gebze İleri teknoloji Enstitüsü Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bülent Keskinler hazır bulundu. Tesisin 2007 yılında faaliyete geçtiğini hatırlatan Levent N. Bezmez, projenin maliyetini 660 bin TL olarak açıklarken, bu rakamın 495 bin TL’ sinin BEBKA tarafından hibe ile karşılandığını ifade etti.
2012 yılı sanayi sürdürülebilir mali destek projesinin sonuçlarını görmekten oldukça mutlu olduklarını belirten BEBKA Genel Sekreteri Tamer Değirmenci ise "BEBKA olarak bugüne kadar OSB’Iere sağladığımız destek 8 milyon eş finansman ile birlikte toplam 16.5 Milyon TL seviyelerine geldi’’ dedi.
Türkiye genelinde sayısı 346’ya ulaşan ve şehirlerin kalkınmasında önemli rol oynayan OSB'lerin hem teknik eleman ihtiyacının giderilmesi hem de buradaki işletmelerde çalışanların sosyal koşullarının iyileştirilmesine yönelik en önemli projelerden biri olan kreşler, kadınların istihdama katılması anlamında da önemli bir ihtiyaca cevap veriyor.
Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi (NOSAB) bünyesinde Eylül 2018’den bu yana hizmet veren NOSAB Kreş Akademi NOSAB’da istihdam edilen çalışanların çocuklarının yanı sıra Bursa OSB firmalarına da kapılarını açtı. Kreş, bu yıl pandemi sebebiyle sınıflarda öğrenci sayılarını düşürerek eğitime devam ediyor. 140 öğrenci kapasiteli toplam 7 derslikte, sosyal mesafe kurallarına uygun eğitim verebilmek için öğrenci sayısı 60’a düşürülerek ders işlenirken, düzenli olarak her gün dezenfekte edilen dersliklere öğrenciler ateşleri ölçülerek alınıyor.
NOSAB YKB EROL GÜLMEZ: NOSAB KREŞ AKADEMİ KADIN İSTİHDAMININ ARTIRILMASINA DA KATKI KOYACAK
Çalışan kadının iş hayatından uzaklaşmasının en önemli nedeninin yaşlı ya da çocuk bakımı olduğunu kaydeden NOSAB Yönetim Kurulu Başkanı Erol Gülmez, şöyle devam etti:
"Son yıllarda yaşlı bakımıyla ilgili çok güzel gelişmeler oldu. Fakat 20’nin üzerinde sanayi bölgesi bulunan Bursa’da, büyük ölçekli birçok fabrika olmasına rağmen sadece birkaç şirketin kreşi var. Kadın çalışanlarımız doğum yaptıktan sonra, çeşitli sebeplerden dolayı maalesef iş hayatından uzaklaşıyorlar ve yeniden dönmeleri çok zor oluyor. Çocuklarını bırakacakları güvenli bir yer olmaması, mevcut kreşlerin işyerine olan uzaklığı ya da çok yüksek maliyetli olması sebebiyle evde kalmayı tercih ediyorlar. Biz NOSAB’da bu sorunun çözümüne katkı sağlamak amacıyla kreş projesini hayata geçirdik. İstiyoruz ki anneler çalışsın, çocuklar da okula hazırlanırken nitelikli bir altyapıya sahip olsun. Sınırlarımız kendi bölgemizi de aştı. Bursa OSB ile yaptığımız protokol ile komşu OSB’den de öğrenci kabul ediyoruz. NOSAB kurulduğu günden bu yana eğitimin ülkemizin kalkınmasındaki önemini göz önünde bulundurarak hedef belirledi. Tüm fiziksel imkânlarını hazırlayarak Milli Eğitim Bakanlığı’na devrettiğimiz NOSAB İlkokulumuz bunun ilk örneğidir. NOSAB Kreş Akademi de aynı amaca hizmet eden, fakat yalnızca eğitimi değil, kadın istihdamını da önceleyen bir proje oldu.”
NOSAB Kreş Akademi’nin 2019 yılında Bursa İş Kadınları ve Yöneticileri (BUİKAD) tarafından Jüri Özel Ödülü’ne layık görüldüğünü de hatırlatan Başkan Erol Gülmez, sözlerini şöyle tamamladı:
“Kadınların ekonomi faaliyetlerinde etkin varlık sürdürebilmesi için emek emek ördüğümüz NOSAB Kreşimizin BUİKAD gibi güçlü bir kurum tarafından ödüllendirilmesi bizlere gurur verdi. Umuyorum ki önümüzdeki süreçte de çeşitli iş birlikleriyle bu bağı pekiştirir, kadını ve iş dünyasını hep birlikte güçlendiririz; hem Bursa hem de Türkiye’nin ekonomik gelişimi için hep birlikte rol üstleniriz.”
NOSAB BÖLGE MÜDÜRÜ MEHMET KOÇER: KREŞ VAR DİYE NOSAB'DA ÇALIŞMAK İSTİYORLAR
OSB'lerin kabuk değiştirdiğine ve faaliyetlerini çeşitlendirmek zorunda olduklarına dikkat çeken NOSAB Bölge Müdürü Mehmet Koçer de şunları söyledi:
“NOSAB olarak alt yapımızı tamamladıktan, arıtmamızı hayata geçirdikten sonra hedeflerimiz büyüdü. Şimdi öyle hizmetler vermemiz lazım ki bölgemizdeki işverenlerimizin rahat eleman bulmasını sağlayabilelim. Bununla birlikte bölgede çalışanların mutluluğunu da sağlamamız lazım. Kreş bunları sağlamayı amaçlayan hizmetlerden biri. NOSAB Kreş Akademi, insanların bölgemizde çalışmayı tercih etme nedenleri arasında. ‘Çalışanlar buraya mecbur olduğu için değil tercih ettiği için çocuğunu getirmeli’ düşüncesinden hareketle de eğitim ve öğretim kalitesinden taviz vermiyoruz. NOSAB Kreş Akademi’de nitelikli ve genç bir kadroya sahibiz. Öğretmenlerimizin hem akademik yönleri hem iletişim yetenekleri hem de eğitsel becerileri çok güçlü. Kreş kadromuzun dinamizmine ve çocuklarla iletişim becerilerine güveniyoruz. NOSAB Kreş Akademi’de öğrencilerimiz ile öğretmenlerimiz arasında güçlü bir bağ var. Bu yıl, ne yazık ki, pandemi sebebiyle öğrenci kapasitemizi sınırlandırmak zorunda kaldık. Bu süreçte, daha fazla sayıda öğrenci kabul ederek daha çok annenin işgücüne katılmasına katkı sunmak isterdik. Ancak tüm dünyayı ve ülkemizi sarsan Covid-19 salgını, maalesef buna engel oldu. Bu süreçte, çocuklarımızın hem fiziksel hem de psikolojik sağlığı için azami özeni gösteriyoruz, çocuklarımızı destekliyoruz. Hijyen önlemlerimizi daima en üst düzeyde tutuyoruz, her gün yeni önlemler alıyoruz. Bu süreçte velilerimizin gösterdiği ilgiye ve güvene teşekkür ediyorum. Bizler Nosab Kreş Akademi olarak, salgından kaynaklı olağanüstü koşulları hep birlikte sağlıkla aşarak geleceğe umutla bakmaya, çocuklarımızın eğitim hayatı için doğru bir zemin hazırlamaya devam edeceğiz.”
https://www.hurriyet.com.tr/gundem/nosabda-kadinlar-ise-cocuklari-krese-41667982
NOSAB Başkanı Erol Gülmez, “Pandeminin ardından ekonomiler biraz daha içe kapanık olacaktır. Her ülke kendi üretimini destekleyecek. Burada üretebiliyorsak, ithalatı desteklemeye gerek yok. Bu süreçten sonra üretim ve tarımda daha da yerlileşme yaşanacağını düşünüyorum” dedi.
BURSA (DÜNYA) – Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi (NOSAB) Yönetim Kurulu Başkanı ve Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) Yönetim Kurulu Üyesi Erol Gülmez, gerçekleştirilen canlı yayınla NOSAB’lı sanayicilerle buluştu. Gülmez, “Virüsün dünyada yayılmaya başladığı ilk günlerden itibaren, bölge sanayicilerimizin bu salgını en az hasarla atlatması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi. NOSAB’ın sosyal medya hesabından gerçekleştirilen canlı yayında salgının üretim, çalışma yaşamı ve enerji fiyatlarına yansımaları ile sosyal hayata etkileri üzerine değerlendirmelerde bulunan Erol Gülmez, “Neyse ki virüsün etkileri dünyada azalmaya başlıyor, bu kriz dönemini en kısa sürede atlatmayı temenni ediyorum” diye konuştu.
NOSAB’da salgına karşı alınan önlemler hakkında bilgilendirmelerde bulunan Gülmez, “Salgın Türkiye’de ilk olarak 11 Mart’ta görüldü ama bu virüs dünyada daha önce yayılmaya başlamıştı. Biz bunu daha önce gördüğümüz için, sanayicimizin bu salgını en az hasarla atlatması için adımlarımızı hızla girişimlerde bulunduk. Türkiye genelinde önlemler alınmadan, biz NOSAB’da bazı uygulamaları başlattık. Ekonomik önlemler açısından, belki Türkiye’de ilk kez yapılan bir anket çalışmasına imza attık” dedi. Anket çalışmasıyla bölge sanayicilerinin taleplerini ve salgının bölgeye etkisini ölçmek istediklerini kaydeden Gülmez, “Üretim kayıtlarını, salgının ihracata etkisini ölçtük. İlgili bakanlıklarımız ve kurumlarla anketin sonucunu paylaştık. Buralardan geri dönüşler de geldi. Ücretsiz izin desteği, nefes kredisi gibi taleplerimiz gerçekleşti” şeklinde konuştu.
Sanayicilerin salgın sürecinde karşılaştığı sorunlara da değinen Gülmez, “Siparişlerde düşme, iptaller yaşandı. İmalatı gerçekleştirilen bazı ürünlerin Avrupa’dan tedarikinde sıkıntılar yaşandı. Hammadde ve yarı mamul tedarikinde, lojistikte fiyatlar yükseldi. Maske ve dezenfektan temininde firmalarımız bazı sıkıntılar yaşadı. Bunların hepsi sanayicinin maliyetinin artıran unsurlar oldu” değerlendirmesini yaptı. Bölgede üretimin yüzde 50 oranında düştüğünü ancak buna rağmen elektrik fiyatlarında artış yaşandığının altını çizen Gülmez, bunun en büyük sebebinin Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) olduğunu kaydetti. Gülmez, üretimin artmaya ve sanayide çarkların dönmeye başlamasıyla birlikte elektrik fiyatlarında bir azalma yaşanacağını öngördüğünü belirtti. Erol Gülmez şöyle konuştu, “Salgının ardından çalışmalarımıza yavaş bir üretim modeliyle başlayacağız ve bu zamanla artacak. Azalan talepler, üretimin yavaş olması fiyat artışlarını da beraberinde getirecek. Pandeminin ardından ekonomilerin ekonomi biraz daha içe kapanık olacaktır. Ülke kendi üretimini destekleyecek. Burada üretebiliyorsak, ithalatı desteklemeye gerek yok. Bu süreçten sonra üretim ve tarımda daha da yerlileşme yaşanacağını düşünüyorum.”
Aras, NOSAB ve NİLSİAD'ın Instagram hesabı üzerinden yapılan canlı yayında 'Yeni Dönemde Sanayi, Ekonomi ve Yaşam' konusunda değerlendirmelerde bulundu. NOSAB Halkla İlişkiler Sorumlusu Eda Bayraktar moderatörlüğünde gerçekleşen canlı yayında konuşan Aras, pandemi sürecinden, Endüstri 4.0'a; NOSAB'tan gençlere tavsiyelere kadar geniş bir yelpazede değerlendirmelerde bulundu.
"Pandemi süreci, dijital dünyanın ne kadar önemli olduğunu bizlere gösterdi" diyen Aras, COVID-19'un, Endüstri 4.0'a olan etkisine değindi. Aras, "Endüstri 4.0 diğer sanayi devrimleri gibi kolay bir süreç değil. Bu süreçte, sürekli gelişim, yeni trendler, teknolojinin dijitalleşmesi ve bunun sanayiye uygulanışı var. Buna hazır olan ülkeler, altyapısı, eğitimi ve yetişmiş insan gücü olan ülkeler olacak. Türkiye olarak biz henüz Endüstri 4.0 normlarında üretim yapan firma sayısı bakımından yeterli seviyede değiliz. Ama bir dijital dönüşüm süreci yaşıyoruz. Bu Endüstri 4.0'a açılan büyük bir kapı. Sanayi başta olmak üzere birçok alanda yeni trendlerle, yeni gelişmelerle bu kapıdan içeri girdik" dedi.
"Sanayi içinden ıhlamur ve erik topluyorlar"
NOSAB'ın çevre bilinci ile önemli bir farkındalık yarattığına dikkat çeken Aras, "NOSAB kuruluşundan bu yana çevre bilinci oluşturma adına etkinlikler yapıyor. Temel ilkelerimizden birisi çevreyle birlikte hareket etmek. İnsanların hayatının büyük bir bölümü çalıştığı yerlerde geçiyor. Biz de güzel işyerleri, ferah sosyal alanları düşündük. Bizim kuruluş ilkemizde de bu var. Simgemize nilüfer çiçeğini koyduk. Yapılaşırken ağaçları kestirmemek adına kavgalar ettik. Ve bugün geldiğimizde insanlar sanayi bölgesinden erik, ıhlamur, zeytin topluyorlar. Ağaçların boyu fabrikaları geçti. Bu bizim hayalimizdi. Hayallerimiz gerçek oldu. NOSAB demek, çevre demek. Yurtiçi ve yurtdışından birçok misafirimiz geliyor ve gelen herkes buradaki farklılığı görüyor. Bölgemiz bence her yere örnek oldu" ifadelerini kullandı.
"Hobi ve çalışma hayatı birbirini besliyor"
Sanayici kimliğinin yanı sıra yazarlık, spor, resim ve müzik gibi pek çok alanla da ilgilendiğini ifade eden Aras, "İnsanlarımız yoğun iş hayatında biraz olsun nefes almaya ihtiyaç duyuyorlar. Herkesin farklı hobisi vardır. Ben de bu alanlarla ilgilenmeye çalışıyorum. Çok yönlülük, güzel bir duygu. Belli bir zamandan sonra hayal ettiğin şeyleri başarabilme de insana yaşamla ilgili motivasyon kaynağı oluyor. Hayal etmek çok önemli, hayalini gerçekleştirmek için çabalamak da. Hobilerle çalışma hayatı esasen eşgüdümlü. Birini yapıyorsanız öbürü iyi oluyor. Birbirini besliyor" diyerek sözlerini tamamladı.
BURSA - NOSAB’ın 18’nci kuruluş yıldönümü etkinliği, Podyum Davet’te gerçekleştirildi. Toplantının açılışında konuşan NOSAB Yönetim Kurulu Başkanı Erol Gülmez, “NOSAB birkaç sanayicinin kurduğu hayaller sonunda bugünlere geldi. Bölgemiz ve firmalarımız ülkemiz ekonomisi için çok önemli katkı sağlıyor. Bununla birlikte artık sosyal sorumluluk projelerine, bölgemiz firmalarında çalışanların eğitimlerine daha çok önem veriyoruz. NOSAB hem sanayicinin hem de içinde yaşadığı toplumun ihtiyaçlarına karşı duyarlı. Bizim istediğimiz tüm sanayicilerin ve is insanlarının bu duyarlılığı göstermesidir” dedi.
NOSAB Müteşebbis Heyet ve NİLSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Aras ise, NOSAB’da birçok alanda üretim yapıldığına dikkati çekerek, “Bu akşam aynı zamanda NİLSİAD’ın da 21’nci kuruluş yıldönümü. Dernek kurulduktan 3 sene sonra OSB’miz kuruldu. Bizim, bugünlere getirdiğimiz bayrağı bizden sonra arkadaşlar alacaklar ve daha yukarıya taşıyacaklardır” şeklinde konuştu.
Törende bölge firmaları, “ciro, ihracat, istihdam ve kadın istihdamı” olmak üzere 4 başlıkta ödüllendirildi. Borçelik; en yüksek ciro, en yüksek ihracat yapan firma ve en yüksek istihdam sağlayan firma ödüllerini alırken, en yüksek kadın istihdamı sağlayan firma ödülüne ise Öztaner Gıda layık görüldü. Törenin sonunda NOSAB ve NİLSİAD’da görev yapmış başkanlara ve önceki dönem yönetim kurulu üyelerine teşekkür plaketi takdim edildi.
https://www.dunya.com/sehirler/nosabin-enleri-odullendirildi-haberi-458305
BURSA (DÜNYA) - NOSAB Hizmet Binası Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen seminerin açılış konuşmasını yapan NOSAB Yönetim Kurulu Başkanı Erol Gülmez, “Bizler yeni bir yönetimiz ve yönetim kurulumuzda ikinci jenerasyon dediğimiz, bizden sonra bu bayrağı taşıyacak genç arkadaşlarımız var. Bu seminerlerle Bursa’ya değer katan sanayicilerimizle bir araya gelerek, onların yeni kuşaklara tecrübelerini ve bilgilerini aktarmalarını istedik” dedi.
“Yaşam mimarlarıyla bir araya geleceğiz”
Sonrasında konuşan NİLSİAD Yönetim Kurulu ve NOSAB Müteşebbis Heyeti Başkanı Yalçın Aras da, NİLSİAD’ın 20’nci yılına girdiğini ve temellerinin sağlam atıldığını söyledi. Aras, “20 sene içerisinde bölgemizde birçok sanayici faaliyet gösterdi, bazıları da çeşitli sebeplerden dolayı işlerini bırakmak zorunda kaldı. Müteşebbis olmak sadece Türkiye’de değil, dünyada zor bir iş. Fakat bu zor işi başaran çok sayıda şirket olsa da ne yazık ki ömürleri çok uzun olmuyor. Araştırdığımızda Türkiye’de 100 yılı aşmış 60 kurumun olduğu görüyoruz. Bizler de Bursa’da bu 60 kurum arasına girmeye aday, topluma gelecekte iz bırakacak, başarısı uluslararası çapta kabul görmüş, yaşam mimarı dediğimiz 12 önemli iş insanımızla ‘Değerler Buluşuyor, Tecrübe Konuşuyor’ seminerlerimizde bir araya gelerek onların birikimlerinden faydalanmak istedik” dedi.
Ermetal A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Gülener ise, iş hayatı, eğitime ve gençlere verdiği önem hakkında sanayicilerle deneyimlerini paylaştı. İş hayatına sobacılık yapan babasının yanında çırak olarak başladığını söyleyen Gülener, eğitim hayatıyla birlikte kalıpçılığa yöneldiğini ifade etti. Gülener, “O zamanki adıyla Tophane Sanat Enstitüsü benim başlangıcım oldu. Türkiye’de ilk defa açılmış kalıpçılık bölümünü seçtim. Bu bölümde de kalıp tasarımcılığında önemli bir yere geldim. Üniversiteye başladığımda, babam varlıklı bir insan olmasına rağmen bana, ‘Benim paramla değil, acı şekilde kazandığın paranla adam olursun’ dedi. Bu daha iyi oldu, çünkü kendi kazandığım paramın değerini anladım” şeklinde konuştu.
Her şeyi devletten beklememek gerektiğine inandığını söyleyen Gülener, “Gençlerimizin eğitimi için bir şeyler yapmak istedim. Bu yüzden işadamı arkadaşlarımızla Bursa Eğitim Geliştirme Vakfı’nı kurduk, bu vakıf daha sonra Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın destekleriyle BUTGEM’e dönüştü. Bu dönemde öğretmenlerimizi dünyada çeşitli fuarlara gönderdik. Öğretmenlerimiz dünyayı, oralardaki teknolojiyi gördü ve buradaki gençlerin ufuklarını açtı. Bunun yanı sıra Ermetal Teknolojik Eğitimler Vakfı (ERTEV) ile de endüstri teknik mesleki liselerinden mezun gençlerimize 4 ay eğitim veriyoruz ve bu eğitimlerle uzman iş gücü sağlıyoruz. Meslek liseleri, sanayinin gelişmesi için oldukça önemli. Milli Eğitim Bakanımız Ziya Selçuk, önemli bir eğitim insanı ve gerçekleştireceği reformlarla meslek liselerinin hak ettiği değeri görmesini sağlayacağına inanıyorum” dedi.
Bursa’da stratejik bir konumda, diğer organize sanayi bölgeleri ve konut alanlarıyla çevrili bulunan Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi (NOSAB), yüzde 98 dolulukla faaliyet gösteriyor. NOSAB’ın gündeminde personel istihdamında yaşanan sorunlar ve kurdaki çalkantıya karşı alınması gereken önlemler var.
Turkishtime ve Halkbank’ın organize sanayi bölgelerinde düzenlediği ortak akıl toplantılarının altıncısı, Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi (NOSAB)’da, Bursa sanayisine yön veren liderlerin katılımıyla gerçekleşti. Bu yıl, 17. kuruluş yıldönümünü kutlayan NOSAB, genç bir sanayi bölgesi. Buna rağmen, yüzde 98 dolulukla faaliyet gösteriyor. Alt yapısı ve huzur ortamıyla örnek bir sanayi bölgesi haline gelen NOSAB’ın gündeminde, daha önceki ortak akıl toplantılarında sıkça dile getirilen bir sorun, personel istihdamında karşılaşılan güçlükler var. Sanayiciler bu sorunu aşmak için bir yandan teknoloji ve otomasyona ağırlık verirken bir yandan da eğitimle ilgili adımlar atıyor. Kurda son dönemde yaşanan çalkantı elbette Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi’ndeki sanayicileri de etkiledi. Ama Bursalı sanayiciler, personel çıkarmaya gitmeden çalkantının yatışmasını bekliyor.
Yalçın ARAS: Değerli misafirler, ben de hepinize “Hoşgeldiniz” diyorum. Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi’nin Müteşebbis Heyeti Başkanıyım. Aynı zamanda Nilüfer Sanayi İş Adamları Derneği’nin başkanlığını yapıyorum. Burada gördüğünüz tüm arkadaşlarla aşağı yukarı, aslında aşağısı yukarısı da yok, tam 20 yıldır birlikte çalışıyoruz. Bu yıl, NİLSİAD'ın 20., NOSAB’ın da 17. kuruluş yıldönümü. Yakında kutlayacağız. NOSAB, genç bir organize sanayi bölgesi. Şehirlerimizde sağlıklı, uzun vadeli planlamalar yapılmadığı için bizim bulunduğumuz sanayi bölgesi de sonradan yapılan bir bölge. Biz buradaki arkadaşlarla birlikte birkaç sene boyunca organize sanayi bölgesi olma mücadelesi verdik. Devletten bir kuruş para almadan amansız bir gayret gösterdik.
NOSAB’ı, alt yapısı ve sanayicinin huzuruyla örnek bir sanayi bölgesi yaptığımızı iddia ediyoruz. Bu konuda iddialıyız. Ama 15, 16 senedir sürekli sanayi bölgelerinin yetkileri kırpılıyor. Üst kuruluşumuz da artık yarı resmi değil, tam resmi bir kuruluş haline geldi. Biz geçmişte de bunun sıkıntılarını yaşadık. Resmi kurumlarda çok fazla üretken olamıyorsunuz. Tavuğu ürküttüğünüz zaman inanın tavuk yumurtlamıyor. Ekonomiye şimdi değinmeyeceğim. Arkadaşlar da söz alsınlar. Tekrar hoşgeldiniz diyorum. Umarım verimli bir toplantı olur. Çözüm önerileri de dile getireceğiz, eğer gündeme gelirse. Ülkemizde milli ihracat şu sıralar gündemde. Bunun nasıl gerçekleşeceğini, dilimizin döndüğünce, birer realite olarak yaşadığımız olaylar ile birlikte anlatacağız. Bir de son olarak Halkbank’a değinmek isterim. 42 yıllık bir firmanın sahibiyim. Kurulduğu günden bu yıla kadar Halkbank’la çalışmanın gururunu yaşıyorum. Benim mayam ve bizim gibi 40 yılı devirmiş firmaların mayası, Halkbank mayasıdır. İlk kredimi Halkbank’tan aldım ve bütün sistemi Halkbank’ın kredileriyle donattım. Yani Halkbank’ın bizim şirketimizin temel yapısında taşı var. Çalışmaya devam ediyoruz. Teşekkür ediyorum. Zarif ALP: Üç konuda sıkıntılarımız bulunmaktadır. Bunlar, üretim alanı, insan kaynağı ve sermayedir. Bölgede personel sirkülasyonu çok yüksektir. Şu anda iş arayan bin kişi buraya gelse iş bulabilir. Bu sorunun çözüm yolunu çok aradık ama maalesef bulamadık.
Yalçın ARAS: Dilerseniz, Zarif Bey’in ortaya serdiği insan kaynağı meselesiyle ilgili arkadaşlar fikirlerini eklesinler. Abidin İZMİRLİ: Staj çalışmaları var ama yeterli seviyede değil. AVM’ler daha cazip geliyor. Bizim üniversitelerle daha yoğun ve bağlayıcı bir şekilde görüşmemiz gerekiyor. Öğrencileri imalata kazandırmamız gerekiyor. Ben böyle düşünüyorum. Emre ALKİN: İmal etmeyi, sanayiciliği benimsettirecek bir kültür dönüşümü meydana getirmek, en azından Bursa merkezli olarak bunu başlatmak çok yararlı olacaktır. Abidin İZMİRLİ: Bu konuda çeşitli çalışmalar var ama üniversitedeki gençlertalep etmiyorlar. “Okuduktan sonra bu işi yapmayacağım. Yeter ki, diplomamı alayım” düşüncesi ile hareket ediyorlar. Bizim onları sanayiye kazandırmak için üniversitelerle daha güçlü işbirliği yapmamız, gençleri yönlendirmemiz gerekir, diye düşünüyorum. Emre ALKİN: Not edildi Başkanım. Mustafa AĞIRMAN: Buna ilaveten ben birşey söylemek istiyorum. Bizim en büyük sorunumuz; eleman sorunudur. Kalifiye eleman sorunudur. Üniversitelerden önce bir meslek lisesine, en azından bir çıraklık okuluna ihtiyacımızın olduğunu sayın başkanlar biliyorlar. Bununla ilgili geniş çalışmalara yöneleceklerdir. Bölgemize hoşgeldiniz. Saygılar sunuyorum.
Metin ŞENYURT: Konfeksiyon sektörüne 35 yılımı verdim. Bu işe Kapalıçarşı’da tezgahtarlıkla başladım. Ben kendi iş kolumda elemanlarla ilgili sıkıntı yaşıyorum ama hata biraz da bizde. Gençler konfeksiyon sektörüne niye gelmiyor? Ben size söyleyeyim, eğer biz yeni elemana asgari ücret verirsek bizi seçmez. Sekiz saat kafasını büküp makinenin başında çalışmaz. Kimse çalışmaz. Ne yapar? Gider AVM’ye. Orada eğlenceli vakit geçirir. Kısacası kendimizde de hata aramalıyız. Konfeksiyon sektöründe şu ana asgari ücret artı 100, 150 TL veriliyor. Oysa özendirici bir ücretin olması gerekmektedir. Maliyet olarak herkes asgari limitin üstüne çıkarsa doğru olur… Ücret olarak 1750, 1850 değil de 2200 lira verilirse, bu gençleri teşvik eder. Yani bizim de maaşları biraz yükseltmemiz gerekiyor diye düşünüyorum. Ben piyasanın üzerinde maaş veriyorum. İlan veriyorum, geliyorlar. Her şeyin bir bedeli, her şeyin bir ücreti var. Teşekkür ediyorum. Erol GÜLMEZ: E.G. Pres Yönetim Kurulu Başkanıyım. İki firmam var bölgede. Zarif Alp arkadaşımız bölgenin üç sorunundan söz etti. Üçü de doğru sorunlar. Ama ben Metin Bey’e katılmıyorum. Hemen bir örnek vereceğim. Bir iki ay önce kaynakçı bulamıyorduk. Vasıfsız elemanları alıyoruz, onları bir hafta içinde kaynakçı haline getiriyoruz. Daha çok robot kullanıyoruz ama kaynakçı da olması lazım. Son yaşadığımız bir olayı örnek vermek isterim. Kaynakçı çocuk geldi, müracaat etti. “Ne kadar ücret ne istiyorsun?” diye sordu Genel Müdür. “1900 TL istiyorum” diye cevap verdi. Genel Müdür “Biz kaynakçıları 1900 TL ile değil, 2200’le başlatıyoruz” deyince “Ooo iyiymiş” yanıtı verdi. Bu konuşma sırasında ben de rastlantı eseri oradaydım. Merak ettim, “Ne oldu? İş yaptınız mı o kaynakçıyla?” diye sordum. “Hayır, telefonunu kapatmış. Ulaşamıyoruz” dediler. Yani aslında sosyal bir sorun var. Ücretle çözemiyoruz. Zarif’ten kaçan bana geliyor. Şirketlerimiz aynı sektörde aynı işleri yapıyor. Ücret skalamız aşağı yukarı aynı. Biz otomotiv sektöründeyiz. Kar marjı yok denecek kadar azdır. O yüzden de ücret skalasını çok fazla aşamayız. Bölgenin geneli otomativ, metal ağırlıklıdır. O yüzden biz asgari ücretle 2200 TL arasında sıkışıyoruz. Hepimizde aynı sorun vardır. Yani sorunun sadece ben olduğumu düşünmüyorum. 16 maaş veren, sendikası olan, sosyal hakları bizden daha iyi konumdaki firmalarda da sirkülasyon vardır. Bizim en büyük sorunumuz ara, teknik eleman. Bunu da ancak teknik meslek lisesi ya da çıraklık meslek lisesi gibi bir kurumla çözebiliriz. Bizim bölge olarak böyle bir projemiz vardır. Şu an Bakanlığa yer değişikliği ve imar ile ilgili yaptığımız başvurunun sonucunu bekliyoruz. Ondan sonra da bölge olarak meslek lisesini kuracağız. Tabii Milli Eğiitm Bakanlığı’nın da desteğiyle… Şirketimi 2003 yılında kurdum. Önceleri 6 kişiydik. Ağustos öncesi 235 kişiye çıktık. Halen aynı binadayız. Üst üste çıkıyoruz. Bir şeyler yapıyoruz. Yani çözülüyor. Tabii finans ciddi bir sorun bu dönemde. Zarif ALP: Eleman sirkülasyonu ile ilgili üç yıldır istatistik tutuyorum. Şirketten ayrılanların yüzde 42’si şahsi veya ailevi problemlerden kaynaklı nedenlerle gitmektedir. Yüzde on ise ücret yetersizliğinden ayrılır. Öte yandan, iş arayanların çoğunun altıncı, yedinci işidir. Çalıştıkları süreçler 3 gün ile 3 ay arasında görünüyor. Üç işyerinden fazla yer değiştirenleri almamaya çalışıyoruz çünkü bir yerde durmamak gibi alışkanlık edinmişler. Aldıklarımız da 3 ay içinde ayrılıyor Türkiye’de gençlerin ciddi sorunları var. Gençlerle aileler arasında. Bu ciddi bir problem. Biz bu sorunu çözmek için insan kaynaklarına, personeli istedikleri gibi eğitme yetkisi verdik. İnsanları istediğiniz zaman istediğiniz konuda eğitebilirsiniz. İnsanlar eğitilebilir, çalışanlarımıza her konuda yardımcı olmak istiyoruz.
Emre ALKİN: Sayın başkanım, sözü size vermeden önce ben de katılımcı hakkımı kullanarak sizinle bazı bilgiler paylaşacağım. Bu sene Barselona’da GSM Fuarına katıldım. Beni işçi çalışmayan bir fabrikaya götürdüler. Tamamen Multi-cloud denilen çok bulutlu sistem var. Serverlar, kablolar yok. Tamamen otomasyonda olan bir fabrikaydı. Endüstri 5.0’a geçmiş. Tüketicinin tüm beğeni ve alışkanlıklarını yapay zekanın marifetiyle topluyor. Fiber optik veya mikro dalga yardımıyla fabrikaya getiriyor. Fabrika da tüketicinin beğenisini hatta gelecekteki beğenisini en iyi şekilde üretip gönderiyor. Demek ki, emeğin verimliliği konusunda bizim yüz elli yıldır anlattığımız tezler yakında çürüyecek. Çünkü bizim kafamızdaki şu: Bir fabrika var. Fabrikalarda makineler var ve emek var. Nitekim biz de yarım saattir insan kaynağını, insan kaynağının kalitesinin yükseltilmesini tartışıyoruz. Bir süre sonra robot sistemlerini kuranlar, “Bu sorunların hepsini hallettim. Bin yılın bütün öğretisini yapay zekada topladım. Makine de zaten bu reflekslere sahip” diyecekler. Ustabaşı da zaten yazılımın kendisi olacak. Böyle bir durum mümkün ve buna hızla gittiğimizi düşünüyorlar. Siz artık sanayici konumundan tasarımcı konumuna geçeceksiniz. Çünkü büyük ihtimalle üretim planlamasını kafanızda yapacaksınız O tasarıma uygun ürünü getireceksiniz. Bu modelde hiyerarşi denilen şey birden ortadan kalkıyor. Sevgiyle sarıldığımız çocukların hiçbiri bizi bırakmıyor. Rahmetli Erdoğan Alkin, “Bir insana her şeyi öğretebilirim, bir şeyi öğretemem. Hevesi öğretemem” derdi. Gerçekten de bir insanın içinde heves yoksa parayla pulla bu hevesin arttırılması mümkün değil.” Üstatlarım haklı. Heves yaratmamız lazım çocuklarda. Sanayici hevesini, bir şeyi üretme hevesini yaratmamız lazım. Kötü bir haber vereyim, 2027 yılında freelance çalışanların sayısı ABD’lerinde bordrolulardan fazla olacak. Büyük ihtimalle 2032 yılında biz de buna adapte oluruz. Tekrar ediyorum, serbest çalışanların sayısı bordrolu çalışanlardan fazla olacak. Korkunç bir şeyden bahsediyorum! Freelance çalışanın eğitimi zayıfsa hepimiz için sorun demektir. Dolayısıyla bizde çalışsın ya da çalışmasın, iyi eğitim vermek zorundayız. Başka çaremiz yok. Sayın başkanım sözü burada kesiyorum. Ustadan sonra söz alınmaz diyerek… Mehmet Fikri ÜNAL: Estağfurullah. İki sene önce Coşkunöz, Bursa’daki iş değiştirme oranıyla ilgili bir araştırma yaptırmıştı. Araştırmaya göre bu oranının yüzde 65 olduğunu söyledi, Sayın Oya Coşkunöz. Bizim işyerinde nasıl diye baktık, daha yüksek değerlerde olduğunu gördük. Araştırdığımızda, insanların 50 - 100 lira maaş farkı için işini değiştirdiklerini, işyerlerine karşı bir aidiyet duygusunun gelişmediğini gördük. Tabii bunun çeşitli nedenleri var. Öncelikle Bursa çok göç alıyor. Adamın geldiği köyde, çevresinde bahçesi vardır, nane, maydanoz yetiştirir. Tavuk, keçi, koyun besler, sütünden, etinden yumurtasından yararlanır. Belki de bir kaç tane meyve ağacı vardır, meyvesinden yararlanır. Ancak bunları bugün yaşadığı çevrede bulma fırsatı yoktur. Bu bakımdan bir kısım insanlar burada, geldikleri yerlere göre daha fazla yoksulluğa düşebiliyorlar. Bayram dönüşlerinde insanların otobüslerle memleketlerinden birçok gıda maddesi getirdiklerini görüyoruz. Bursa’yı büyütelim derken sorunları da bir ölçüde arttırıyoruz. Metin Bey’in belirttiği gibi ücret seviyesini artırmak bir ölçüde çözüm olabilir. Ancak gençlerin gevşek olmasının, sanayi yerine alışveriş merkezlerini tercih etmesinin bu soruna etkisi var mı, evet var! Gençler güvenlikçi olmayı, market arabası taşımayı tercih ediyor. Neden onların kafasına çalışma ruhunu sokamıyoruz? Birçoğunda bu azim, irade yok. Kimileri işsizlik parası için bile işten ayrılmayı göze alıyor. Buna da bir sınırlama getirilebilir. 30 yaşındaki bir çocuğun işsizlik parası alması bana göre doğru değildir. Biraz daha ileriki yaşlarda alması daha doğru olur. Bu gençlerin üretim alanında çalışmaları için bazı teşvikler getirilebilir. Askerlikle, sigorta yaşıyla ilgili çok çeşitli teşvikler verilebilir. Ben aşağı yukarı kırk yıldır firmamın başındayım. Bundan 18 sene öncesine kadar çalışanları toplar, işlerimizin geleceğine ilişkin açıklamalarda bulunurdum. Bir gün krize girdik, yaptığım konuşmaların hiçbir yararının olmadığını gördüm. Yıllar sonra bir gün bir sorun ortaya çıktı. “İşçileri toplayıp konuşun” önerisi getirdiler. “O iş bitti” yanıtını verdim. Çünkü 18 yıl önce bunun hiçbir faydasının olmadığını görmüştüm. Aradan geçen zamanda otomasyon hız kazandı. Bugün 250 kişi çalıştırıyorsak, 20 sene önceki şartlara göre değerlendirirsek bugün bin 200 kişi çalıştırmamız gerekiyordu. Yani biz 20-22 senede verimliliği 4-5 kat arttırmış olduk. Yalvar yakarla çalışanı ikna etmeye çalışmak çözüm olmuyor. Teknolojimizi geliştirmemiz gerekiyor. Her istediğinizde ücret artışına gitmeniz çok zor. Çünkü piyasa şartları sizi engelliyor. O yüzden bıkmadan usanmadan teknolojimizi geliştirmemiz, otomasyona gitmemiz, Endüstri 4.0 gibi yenilikleri uygulamaya çalışmamız gerekiyor.
http://www.turkishtimedergi.com/wp-content/uploads/2018/10/NOSAB_2018.PDF
Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi (NOSAB) ile Nilüfer Sanayici ve İşadamları Derneği (NİLSİAD) işbirliği ile gerçekleştirilen törenin konuğu Sabancı Üniversitesi Finans Kürsüsü Başkanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş oldu.
Podyum Davet’ te yoğun bir katılımla gerçekleştirilen organizasyona BTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cüneyt Şener, BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Aytuğ Onur ve Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi’nde(NOSAB) faaliyet gösteren iş adamlarının yanı sıra, OSB’lerin ve sivil toplum kuruluşlarının başkan ve yöneticileri katıldı. Programda konuşan NİLSİAD Yönetim Kurulu Başkanı ve NOSAB Müteşebbis Heyet Başkanı Yalçın Aras, NİLSİAD olarak önceliklerinin bölgeyi, organize sanayi bölgesi haline getirmek, bölgenin alt yapısını günümüzün en son teknoloji ile tamamlamak olduğunu ve bu hedeflerini de başarılı olarak tamamladıklarını ifade etti. Aras, “Sizlerle daha fazla bir araya gelebilmek iş ve dostluk ilişkilerimizi geliştirip pekiştirmek amacıyla ‘Komşum Ne İş Yapıyor’ adlı fabrika ziyaretlerimiz devam ediyor. Bölgemizin altyapısını günümüzün son teknolojisiyle tamamlıyoruz. Yeni binamız da hizmete girince inşallah daha güzel şeyler olacak. Bölgemizdeki iş adamlarını motive etmek, sinerji oluşturmak ve vizyona katkı sağlamak amacıyla birçok etkinlik yapıyoruz” dedi.
“VASIFSIZ İŞSİZLİK DÜNYANIN SORUNU OLACAK” NOSAB’ ın Bursa’nın önemli sanayi kuruluşlarını bünyesinde barındırdığını ifade eden Aras, “Ülke ekonomisine katma değer sağlayan kentin gözbebeği bir organize sanayi bölgesiyiz. Dünya hızla robotlaşmaya giderken yapay zekâ ile uğraşırken bizlerin geleneksel yöntemlerle ayakta kalıp rekabet etmemiz mümkün değil. İşimizi ileriye taşıyıp küresel koşullara ayak uydurmak için çalışmalıyız. Yakın gelecekte vasıfsız işsizlik dünyanın en büyük sorunlarından olacaktır. Bu öngörüden hareketle bizler devlet ile iş birliği içinde olup potansiyel iş gücüne nitelik kazandırmalıyız” şeklinde konuştu. “BİLİMİN ÖNCÜLÜĞÜNDEN SAPMAMALIYIZ” NOSAB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Fikri Ünal da Bursa sanayicilerinin, kentin ve ülkenin geleceği için var gücüyle çalıştıklarını ve yeni projeler ürettiklerini ifade etti. Ünal, “Türkiye 1992 den beri veya diğer bir tanımla 25 yıldır ekonomik büyüklük olarak 17. sıradan yukarıya çıkamamış, ihracatını 5 yıldır 150 milyar doların üstüne yükseltememiş, kişi başına düşen milli geliri 10.000 dolarların üzerine çıkaramamıştır. Biz böyleyken nüfusu bize yakın olan Almanya, Türkiye’nin 78 katı, yine nüfusu ülkemizin yarısının biraz üstünde olan Güney Kore ise üç katımız ihracat yapmaktadır. Küresel egemen güçlerin ‘dünyada bu kadar nüfus fazla, bu sayıları çok aşağılara indirmeliyiz’ diye teoriler ürettikleri günümüzde teknolojisi geri, ekonomileri zayıf, bilimden uzak ülkelere dünyada yer olmayacaktır. Mustafa Kemal Atatürk’ ün “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” özlü sözünde işaret ettiği gibi bilimin öncülüğünden sapmamak, bilim insanlarımıza önem vermek ve var olanların sayılarını arttırmak zorundayız” diye konuştu.
“FEN BİLİMLERİNE AĞIRLIK VERENLER YARIŞI ÖNDE TAMAMLAR” Ünal, “İstihdam ve ihracatı birçok daldaki sanayisiyle Bursa, sadece içinde yaşayan bizlerin değil bütün Türkiye’nin gurur kaynağıdır. Bursa’nın sanayicileri bütün varlıklarıyla ülkemizin yarınları için çalışmakta, yeni yeni projeler üretmeye devam etmektedirler. Sanayide Cumhuriyetin ilk yıllarından bugüne çok önemli aşama kaydedildi. Ancak yeterli değildir. Bizimle aynı nüfusa sahip Almanya ve bizden az nüfusa sahip Güney Kore 2-3 katımız ihracat yaparken bizlerin daha çok çalışması gerekmektedir. 30 yıl sonra robotların insan nüfusundan daha fazla sayılara ulaşılacağı iddia edilen dünyamızda ülkeler arasındaki yarışı her zaman olduğu gibi kalabalık yığınlar değil nitelikli insanlar belirleyecektir. Matematik ve Fen Bilimleri eğitimine ağırlık verenler, araştırma ve geliştirmeyi ülkeleri için ilke edinenler, yarışı önde götürecektir” şeklinde konuştu. “NEREDEYSE DÜNYA SAVAŞI ÇIKIYORDU” Programda “Bilim, Ekonomi, Gelecek ve Siz” başlıklı bir sunum yapan Sabancı Üniversitesi Finans Kürsüsü Başkanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş da 2017 yılını değerlendirdi. ABD ve Kuzey Kore arasındaki gerilime değinen Demirtaş, “Önceki günlerde yaşanan gerilime bakarsak neredeyse savaş çıkabilirdi. Kuzey Kore, nükleer denemeyi ABD askeri üssü üstünde yapsaydı 3. Dünya savaşını fitilleyen bir olay yaşanmış olabilirdi. Dünyada 0 ile 1 arasında bu kadar keskin gidişler olabiliyor. Bunların dışında değerlendirmeye çalışırsak 2017’in sonlarına doğru ABD merkez Bankasının biraz daha faiz arttırdığını göreceğiz. Eğer oradaki çekirdek enflasyon kafasını biraz yukarı kaldırırsa bu ABD’de daha yüksek faiz demek bu da gelişmekte olan ülkeler için kötü olur” dedi. Demirtaş sözlerini şöyle sürdürdü: “2017’ye ülkemiz özelinde bakarsak Türkiye’nin kesinlikle cari açık finansmanına eğilmesi gerekiyor. Ülke olarak ikilimde kaldığımız bir konu var; faizin artırımı ve faizin düşürülmesi. Bu iki durumun da olumlu ve olumsuz etkilediği kesimler var. Biz döviz borcu olan şirketlerin de zor durumda kalmasını istemeyiz, faize bağımlı olan insanların da zor durumda kalmasını istemeyiz. Bunu önlemenin de tek yolu, her zaman söylediğimiz gibi yapısal reformlardan geçiyor.” “DÜNYADAKİ ÜLKELER SINIFTAKİ ÖĞRENCİYE BENZER” Demirtaş, yapısal reformların bir an önce hayata geçirilmesinin ülkeye kazanç sağlayacağını ifade etti. Demirtaş sözlerini şöyle noktaladı: “Dünyadaki ülkeler sınıftaki öğrenciye benzer. Düşük not alanlar genelde bahaneyi hocada bulur. Ve düşük not alan öğrencinin yapacağı tek şey çalışmak iken yapacağı en kötü şeyi yapar ve bahane arar. O sebeple bizler bahane aramak yerine çalışmalıyız, reformlar yapmalıyız. Örneğin Eğitim reformu mutlaka yapılmalı. Üst düzey eğitilmiş insanlara ihtiyacımız var. Matematik ve fen ilimlerinde dünya sıralamasında maalesef 100. sıradayız. Bunu düzeltmeliyiz. Eğitim, başlarda para kazandırmasa da uzun vadede kazanç sağlar. Her türlü yeni nesil yapısal reformları destekliyorum. Eğitimin yanında Endüstri 4.0 ile beraber hukuksal anlamda da yatırımcıyı ilgilendirecek reformların yapılması lazım. İhracatçı desteklenmeli çünkü ihracatçı, istihdam sağladığı ve cari açığı kapadığı için altın değerindedir.”
“27 FİRMA ÇEŞİTLİ KATEGORİLERDE ÖDÜLLENDİRİLDİ” Programda ayrıca; Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren firmalardan; istihdam, ihracat ve ciro kategorilerinde ilk 15’te yer alanlar ödüllendirildi. Ödül alan firmalar şöyle: Üç kategoride ödül alan firmalar: 1 -BORÇELİK ÇELİK SANAYİ TİC. A.Ş. 2 -COŞKUNÖZ ISI SİSTEMLERİ SAN. VE TİC. A.Ş. 3 -ÇELİKPAN ISITMA VE SOĞUTMA SİSTEMLERİ SAN.TİC. A.Ş. 4 -FKT KOLTUK SİS.ÜRETİM VE DAĞITIM SAN.VE TİC. A.Ş. 5 -İNOVA KOLTUK SİS.ARAÇ TAS.OTM. SAN.VE TİC. A.Ş. 6 -MGI COUTIER MAK.YED.PARÇA İML. VE SAN. A.Ş. 7 -ORAU ORHAN OTOMOTİV KONTROL SİST. SANAYİ A.Ş. 8 -SAZCILAR OTOMOTİV SAN. VE TİC. A.Ş. İki kategoride Ödül Alan Firmalar: 1 -AUTONEUM ERKURT OTOMOTIV YAN SAN.TİC. VE A.Ş. 2 -CONTITECH LASTİK SAN.VE TİC. A.Ş. 3 -MARTUR SÜNGER VE KOLTUK TESİS. SAN. VE TİC. A.Ş. 4 -MASTAŞ MAKİNA KALIP SAN. VE TİC. A.Ş. 5 -SAVCAN TEKSTİL SAN. VE TİC. A.Ş. 6 -TI OTOMOTİV SAN.VE TİC. LTD.ŞTİ. 7 -YARIŞ OTOMOTİV MAKİNA VE YEDEK PARÇA SAN.VE TİC. A.Ş. Bir kategoride Ödül Alan Firmalar: 1 -AY PLASTİK AMBALAJ SAN. VE TİC. A.Ş. 2 -DOĞU PRES OTOMOTİV VE TEKNİK SAN. VE TİC. A.Ş. 3- E.C.S. ELEKTRİK ENJ.VE KABLO SİS.SAN. VE TİC. A.Ş. 4 -E.U.R.O FİBER TEKSTİL PLASTİK SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. 5 -FICOSA INTERNATIONAL OTOMOTİV SAN. VE TİC. A.Ş. 6 -FOMPAK AMB. VE POLİÜRETAN SAN.VE TİC. A.Ş. 7 -GÖKÇELİK ÇELİK EŞYA SAN. VE TİC. A.Ş. 8 -ÖZTANER GIDA VE İHTİYAÇ MAD. SAN. VE TİC. LTD.ŞTİ. 9- RAVAGO PETROKİMYA ÜRETİM A.Ş. 10- SISTEMI COMANDI MECCANICI OTOMOTİV SAN.VE TİC. A.Ş. 11- TOKSAN YEDEK PARÇA İMALAT TİC. VE SAN. A.Ş. 12- UZMAN YÜZEY KAPLAMA SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.
http://www.ekonomigazetesi.com/aktuel/nosab-in-enleri-odullendirildi-h9266.html
NOSAB’ın İdari Binası, kreş ve ek tesislerinin açılış törenine; Bursa Valisi İzzettin Küçük, Nilüfer Kaymakamı Avni Oral, Bursa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri İsmail Yılmaz, BTSO Meclis Başkanı Remzi Topuk, OSB başkanları, STK temsilcileri, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, bölge sanayicileri ve diğer davetliler katıldı.
TEMELİ 2016’DA ATILDI
Açılış töreninde konuşan NOSAB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Fikri Ünal, “Temelini Mayıs 2016’da attığımız ve bugün hizmete açtığımız tesis, 5 bin 271 metrekare idari bina, bin 334 metrekare kreş, her biri 450 m2 olan toplam 5 adet banka şubesi yeri, bin metrekare kapalı otopark alanı olmak üzere toplamda 9 bin 855 metrekareden oluşuyor. İdari binamızın hizmete girmesiyle birlikte bugüne kadar kimi zaman fiziki şartlardan ötürü aksayan hizmetlerimiz, bundan sonra daha düzenli bir biçimde yürütülecektir” dedi.
TÜRKİYE’DE KURULAN 183’NCÜ OSB
Ünal’ın ardından konuşan NOSAB Müteşebbis Heyeti ve NİLSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Aras ise, Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi’nin Türkiye’de kurulan 183’ncü OSB olduğunu hatırlattı. Yeni idari bina ve beraberindeki tesislerin yapım aşaması hakkında bilgi veren Aras, “Bölgemizi geleceğe taşıyabilmesi için idari bina için mimarlık yarışması açtık ve Müteşebbis Heyet olarak, böyle bir bina yapılmasına ve yanında da 140 öğrenci kapasiteli bir kreş yapılmasına karar verdik. Bir masa, üç sandalye, dosya dolabı ve 5 klasörden, yaklaşık 10 bin metrekare refah çalışma ortamı olan akıllı bir binaya eriştik. Bu tesislerimizin başta ülkemize, Bursa’mıza aynı zamanda da NOSAB ve NİLSİAD’lı sanayicilerimize hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.
NOSAB’IN YERİ AYRIDIR
Açılış törenine katılan ve NOSAB’ın, Bursa sanayisinde önemli bir konumda olduğunu dikkat çeken BTSO Meclis Başkanı Remzi Topuk ise, “NOSAB’ı biliyoruz; her zaman birçok konuya ve özellikle de çevreye duyarlı olmuştur. Bu noktada geçmişten günümüze gelinceye kadar emeği olan herkese teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
GERÇEK BİR BAŞARI HİKAYESİ
NOSAB’ın hikayesinin gerçek bir başarı hikayesi olduğunu belirten Vali İzzettin Küçük, “Sıfırdan başlanmış ve çok önemli bir noktaya gelinmiş. Bu başarı ısrar, gayret ve çalışmakla oluşmuş” diye konuştu.
Başarıyı sürdürebilir kılmanın önemine değinen İzzettin Küçük, “Başarıyı sürdürmek insan yetiştirmekle olabilir. Sizden istirhamımız ilerleyen zamanlarda bu bölgede bir teknik ve mesleki bir lise yaptırmanız. Başarının ana unsuru budur ve başarıyı yönetebilmemizin en önemli şartı bu olacaktır” şeklinde konuştu. Vali İzzettin Küçük, NOSAB’ın çevreye duyarlı bir OSB olduğunu ve bu noktada emeği geçen herkesi teşekkür ederek sözlerini tamamladı.
Konuşmaların ardından binanın açılış kurdelesi Vali İzzettin Küçük ve Protokol üyelerinin katılımı ile kesilirken, konuklar NOSAB’ın yeni hizmet binası, kreş ve ek tesislerini gezdiler.
NOSAB YENİ İDARİ BİNASI HAKKINDA
Yaklaşık 10 bin m2’ alan üzerine kurulu tesiste, idari bina, kreş, banka şubeleri ve kapalı otoparktan oluşuyor. Tesis; 5 bin 271 metrekare idari bina, bin 334 metrekare kreş, her biri 450 metrekare olan 5 adet banka şubesi ve bin metrekare kapalı otoparkla birlikte, toplam 9 bin 855 metrekare kapalı alandan meydana geliyor.